İçimizde bir kar serpintisi
Ayaz yemiş bir karçiçeği gibi yüreğimiz
Ürkek ve dilsiz
Yalnız ve çaresiz
Sevdası yarım kalmış bir mevsim.
Sonrasız mevsimler gibi parçalı bulutlu
Baktıkça uzaklar,
Umutlar üşüdü buralarda, baharı getiremedik
Tüm kaygılardan uzak
Bulutsuz bir gökyüzüdür bizim özlediğimiz
Hoşça kalamadık bir türlü.
Aşkın diliyle çoğalamadık
Döndük durduk aynı yerde
Taşıyamadık bahara karıncaları ürkütmeden,
Suya yansıyan gülüşünü göremiyoruz güneşin
Hüzün yüklü bulutlar
Kurumuş çiçeklere bir türlü yağmaz oldu yağmurlar.
Türkü yüklü bir kuşun sevinciyle uçamadık
Bazen dalgalı bir deniz,
Bazen fırtınalı bir hava
Çayımızı tatlandıramadık, içemedik acıdan.
Erguvanlar vardı bir zamanlar buralarda
Pembe mi desem, mor mu desem
Kaldırımlar boyunca yürüdük bir gölge bulamadık,
Utangaç bakışlarla açmayı bekleyen
Gelincikler görünmez oldu çayırlarda.
Yağmurlardan sonra yalnızca geriye
Ne gün kaldı, güneşin yüreğimizde yansıyan
Ne şafak, ne sabah
Uzayıp giden kışlar kaldı, ayaza vuran
Titrek maviler kaldı gökkuşağından uzak.
Bir dağın çığlığı gibi özleyerek
Belki akşamın sesinde bahar, şaşırtacak bizi
Bulup çıkaracağız tohumlarını sevginin
Sevdanın büyülü yüzünü bir gün...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder