23 Şubat 2021 Salı

Bir rüzgar esti ta eskilerden



Bir rüzgar esti ta eskilerden ılık ılık  

Zamanın eli değdi yüzüme birden  

Garip bir telaş sardı gözlerimi  

Gizemli bir bakış, sonu belli olmayan bir yolculuk içinde.  


Uzun ve gölgeli aşklar yaşamıştık, gözyaşlarıyla karışık  

Yıldızlarla gelen bir güneş doğuyordu, kızıl gecelerimize  

Dönerdi, başımız dönerdi, artık durmazdı yerinde

Sığmazdı içimize sinemiz, umut ettiğimiz bekleyişlerle. 


Yarardık toprağı, ışığını arayan bir tomurcuk gibi

Güneşi avuç avuç yudumlardık,

Koklardık dağdaki kekik kokularını, birlikte soluyarak

Dikenine katlanarak güllerin. 


Sevmek yetmezdi bize, sevilmeyi arardık

Fazla uzak değildi orası, bir kuş uçumuydu oysa,

Öyle zordu ki ayrı kalmak, yüreği elimdeymiş gibi sevginin

Büyük parçalı bir buluttu, yine de umutluyduk

Uzanırdık sonsuzluğuna evrenin, bütün güçlüklere rağmen gülerek. 


Irayan gecikmelerin sancıları şimdi var içimizde

Bir köşede yalnızım günahsız uykular gibi

Uzak sularda kalmış kristal bir damla

Yüzünü güneşe dönmüş sevdalı bir yalnızlık. 


Hangi yanlışın bedelini ödemekteyiz 

Sevgileri çoğaltamadık,

Tek tek boşluğa çarpıyoruz gölgeleri şimdi. 


Avare şafaklar gibi yitirdik bakışlarımızı

Belki de başka bir zamanın hayalidir bizim gördüklerimiz

Derinlerde uykuya kalmış susku kuşları gibi,

Çağrışımlarımız soluğumuzda zuhur bir kuş dili

Öykü doğurmaz oldu artık yüreklerimiz

Korkak bir keşiş gibi ay ışığından ürküyoruz.  


Kar masalı gibi geçti bizim gençliğimiz

Kardan adam gibi şimdi sessizce eriyoruz.  


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder