Mor düşlerden çıkıp gelen
Gülüşün yıldızlı gecelerin ışığı gibi
Şiirler dökülüyor dudaklarından
Dağılıyor dalga dalga gökyüzüne.
Sol yanımda tomurcuklanan bir iz var
İçimde çiçeklenen,
Yüreğimin derinliklerinde öyle kazılı duruyor ki adın
Bir sarmaşık gibi tutunmuş sanki, sarıldıkça sarılıyor.
Salıyorum gökyüzüne mor düşler içinde gece kuşlarını
Karanlık kırılıyor sanki kristal bir küre gibi
Alev alev düşüyor, ulaşıyor göğsümün yamaçlarına
Çığlık çığlığa derinden şafak yangınlarında
Çoğaldıkça çoğalıyor fısıltılar halinde aşk.
Ah güzelim
Aşk denen şey nasıl bir kimyadır
Nedir içimde çivilenen şey
Besleyen nedir, içimde çoğaltan seni,
Uykularım kaçıyor, tükenmeyen, dizginlenemeyen, geceler boyu
Nedir, yüreğimde dönen, durmadan dönen
En dibinde dönen, şaşkın bir tayfa gibi nedir?
Ah güzelim
Dinle bak, nasılda damıtılıyor son akşamın şarkısı
Kor gibi nasıl da dokunuyor yüreğime o gitar sesi
Mavi sarılışlarla
Ortalığı birbirine katarak, nasıl da taş kesiliyor ellerim
Yüreğinin üstüne koyarak.
Tam ortasındayken rüyalarımın
Nasıl da sürgün veriyor kurumuş tohumları yüreğimin
Nasıl da kokusunu salıyor ortalığa,
Yüzüme her gün serpiliyor inatla gülüşün
Bu göğü delen şehnaz bakışların.
Orada bir yerde duran, orada bir yerde perçinlenmiş
Hiç kimsenin bilmediği bir aşk öyküsü yazacak ileride belki de...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder