Ele avuca sığmaz bir yürek
Debelenip durmakta
Göç yollarına düşmüş kuş kanatları
Erkenci gölgeler düşürmekte yollara
Bozulmuş göğün, denizin mavi büyüsü
Şimdi yabancı bize o günler
Geç kaldık
Tükendi galiba o masalsı öyküler.
İçimizde mehtabı doğuran
Tek bir deniz kalmadı
Beyaza boyandı, yaz üşümekte
Çiçekleri kavruldu bahçelerin.
Dün bitti
Gözleri yağmura gömülü
Sevmek çok güzeldi oysa
Bir bakış vardı
Mavi desenli bir derinlikte
Bir bakış
Tutuşurdu alev alev yürekler.
İçin için yanan ruhlar
Beyhude dolaşmakta bir budala gibi şimdi
Yürümeler yok sahillerde
Kenetlenmiş parmaklarla,
Yürekleri seğirten fısıltılar yok
Şimdi çok uzak,çok uzak o sevda şimdi.
Hangi gülün sapından tutsak
Parmak uçlarımız hep kanamakta
Hırçın fırtınalar yalayıp geçmekte
Bir türlü savuramadık rüzgarlara
Leylakların çok olduğu zamanlarda.
Tükendi masalsı öyküler
Şarkılar türküler tükendi
Mor sümbüllü dağların yaban otlarıydı aslında
Kokladığımızı sandığımız çiçekler.
Gölgesiz bir ağac
Nasıl da yorgun,
Ateş öyle bir yaktı ki yüreğimizi
Yarınları düş edemedik,
Kütleşti gözyaşlarımız, dokunamıyoruz
Aralık kapılardan sızan ışıltılar
Kırıntı gibi küçülmekte
Yansımıyor yüzümüze
Başka çıkış kapısı yok
Zaman erimeye başladı
Çok uzak, çok uzak
Karbeyaz sıcaklığında sevdalar şimdi
O masalsı öyküler tükendi
Tükendi
Tükendi artık...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder