![]() |
1850 ler |
Bir şeyler anlatmak istersin ya hani
Aşk gibi
Dalar ya gözlerin uzak kıyılara
Deniz mavisi, yosun saçlı bir sevda gibi
Galatanın ve Kız Kulesine cilveleşmesi gibi
İstanbul sevdam benim.
Parlayan bir sahilin kıyısında
Gözler kısılır
Bir martı kümesi tüner iskeleye
Dudaklarda hala o şarkı
İstanbul sevdam benim
Bir rüyada kaybolursun sanki
Gözler buğu buğu.
Her sahilin götürdüğü yer başka başka
Hepsi bir başka siner içine koku koku.
Akşamın büyülü kapısı aralanır
Değişir renklerin tonu
Martı sesleriyle,
Duyulur uzaktan bir vapur düdüğü
İskelenin dibi köpük köpük
Suların kanı kaynar.
Tam zamanı değil mi şimdi dokunmanın
Gökyüzü, ay ve yıldızlara
Yaldızlı gecelerin perdeleri gibi yakamozlar
Öyle güzel öyle şiir tadında
Bir şeyler beklermişcesine
Okşar yüzünü ılık rüzgarlar.
Şimdi karşı sahillerde ışıltılı yansımalar
Gün batacak birazdan
Hadi, bütün içkiler benden bu gece
Şimdi kızıl bir şarap içmek zamanı,
Bir sahil meyhanesinde
Yada bir şişe rakı
Yanında uskumru, ıskara
Peynir, salata, midye tava
Saymıyorum başımıza çöreklenen çığırtkan martıları .
İşte, ben bir başka seviyorum İstanbul'u
Bir başka şiirler yazıyorum, bir başka duyguyla
İstanbul sevdam benim
Aralayıp gidiyorum hayal perdelerini
Ne dünden, ne bugünden
Nereye baksam
Uçsuz bucaksız bir mavinin ortasında
Hiçbir şey senin gibi
Bende derin izler bırakmadı
Derin izler bırakmadı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder