Dar demir parmaklıklar ardındaki
Yine sessizliği sırlar gecelere
Bir köşeye atılmış aynalar
Üstüne üstüne gelen hüzünleri
Bakıp ta gözlerine gökyüzünün kıyısından
Öyküsünü aramaya başlar
Bu şehrin geleceğini, sokaklarında.
Kurşun gibi bir bir ağırlık
Simsiyah bulut gölgeleri kaplar her yanı
Herbiri gittikçe cılızlaşan
Alev alev yanan kızıl saçlı denizin
Alazlarını yalar karanlıkta şimdi.
Ah o zamansız gelen sancılar
Unutulmaya yüz tutmuş
Dudaklardan akan o nehir
Bilmezlere kaybolmakta dinlediğimiz şarkılar
Sevdalar, arzular
Nerdesiniz?
Gecelerin uykusuzluklarında
Masalların anlattığı
Gözleri ne renkti
Nasıl bir duyguydu aşklar
Ne rüyalar yaşatmıştı oysa
Bu şehrin aynaları bize
Nerdesiniz?
Adım başı sokaklarının
Hayatın sıvasız duvarlarında
Kaybolup gitti sevgiler, sevgililer
Ufuk çizgisinde yitip gitti
Fırtınaların en zorlusuyla
Ardında binlerce çığlık
Bu şehrin aynaları şimdi.
Meğer Dar vakitlere sığdırmışız her şeyi
Kucağımızdaki taşıdığımız güller
Kızıl gelincikler
Kanatmakta içimizi
Dedim ya
Derin susmalarla biteviye
Kül yağmakta, duman kaplamakta her yanı
Gözleri mavi gecenin yıldızları solmuş
Işık vurmaz, görünmez olmuş aynalar
Bu yitik şehrin kör kuyularında artık.
Yorgun martılar
Takılır kanatlarına yorgun bir güneş
Sonra sessiz bir çığlık
Göç mevsimi başlar
Uzak dağların ardında kalır
Yitik bir şehir
Eskimiş bir öyküde yazılır artık
Kırılmayı bekleyen uzak kıyılarda
Aynaların solgun yüzüne kazılır
Yitik şehrin anıları
Yitik şehrin anıları...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder