25 Nisan 2022 Pazartesi

Yitik Cennetin Askları











Selvi ağaçların gölgesinde 

Unutulmuş, eski zamanlardan kalma masallar 

Kokusunu yitirmiş 

Boşaltıyor eteğindeki çiçekleri, 

Sanki yemini bozulmuş sevdalı aşkların 

Yitik cennetin günahlarından arınmış 

Ortalıkta yanık kahve kokusu 

Uykusuzluklar yazıyor derinleşen geceye, 

Ötelerden gelen yağmursuz rüzgarlarla 

Benzi sararmış, vurgun yemiş 

Sarı hüzünlü aşkları getirmekte sana Eylül ,

Yığılıp kalmış sanki pusuda 

Bütün gökyüzünün sönmüş yıldızları

Yitik cennetin sevdalı aşkları. 

Başımızın üstüne iz bırakan kuşların 

Sadece ıslık sesleri geliyor uzaklardan

Gelip geçenler olmuş meğer 

Farkında değiliz

Ne çok hüzün biriktirmiş 

Ötelerde bulanık sulara karışmış 

O diri özleyişler, o gülümseyişler. 

Gezinir durur içimizde 

Kronik sancılarla şimdi

Yitik cennetin kurumuş gözyaşları.

Kırmızı utangaçlıklar var hala 

Yüreğimizi kelepçeleyen dokunuşlarda ,

Gün ışığında asılı bir toz zerresi 

Yapışıp duruyor tenimize yazgılar 

Siliyor geçmiş zamanın izlerini.

Yorgun, tatlı sevdalar uçup gitti 

Ne bekleyen var, ne mendil sallayan eller 

Ne gelen var, ne giden gemiler 

Kırık  ayaklı tenha iskelelerde. 

Gecenin koynuna saklanan 

Herhangi bir karanlık değil ki bu

Yıldızsız akşamlar yırtılmaya başladı

Kabardı deniz, kuşların keyfi kaçtı 

Derken;

Sıcacık buğusuyla 

Ha bitti, ha bitecek

Vahşice kurutacak değdiği dudakları 

Yitik cennetin masalları 

Yitik cennetin sevdaları 

Yitik cennetin aşkları..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder