Kasım'ın son haftası
Derin güz rüzgarlarından
Ilık bir öpüş tadı bırakıyor
Sabah dudaklarıma.
İnce yağmurlar düşmeye başladı
Ayak izlerimin gömüldüğü sokaklarda
Yapraklarını yitirmiş yarısına kadar ağaçlar.
Mavinin hangi tonunu sevsem
Binlerce bulut çöküyor üstüme
Sarhoş geceler başlıyor,
Günbatımı söylencelerine.
Bir yürek vurmakta gönül kıyıma hesapsızca
Taşlandıkça taşıyor içimin okyanusu,
Kuşları kayıp
Sabahçı kahveleri kapalı,
Gecenin içinden gelen
Fırtınalar yaratmakta sessizliklerden
Kalabalıklar içinde kaybolmuş sanki
Fısıltılar şehri.
Ortada bir gizem var
Bir şeyler oluyor
Nedir ta ötelerden çağıran beni.
Nereye vurur gider yüreğim
Avuçlarımı kırmızılaştıran telaşlı bir valiz
Gidiş yoluna çıkan kırık dökük kapılardan
Takılı kalırım herhangi bir istasyonda.
Alevli bir mayın tarlası gibi
Kırıldığı yerden kopuyor yüreğim
Özlem mi, hasret mi, çaresizlik mi desem
Nereye ulaşacağım bilmiyorum.
Yaş aldıkça içime çekiliyor
Çöken göğüs kafesimde kalbim
İflah olmaz bir ömür
Günler, aylar, yılları unuttum
Savurdum şiirlerimi rüzgara
Gitme zamanı geldi
Gitmeliyim şimdi
Fısıltılar şehrinden
Fısıltılar şehrinden...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder