23 Şubat 2020 Pazar

Acının gülen yüzü

Yorgun bir yolcuyum geçerim şafakta
Sırtımda bir heybe, başaklar arasından yalın ayak
Baharın kapısını çalan beyaz bir güvercin
Göğsümün vadisinde, boydan boya bir yalnızlık.
Yasemen kokuları sinmiş boyalı bir anlım
Nilüferler hayal ederim suskun,suyu berrak gölgelerde.
Uzanırım acıları saklı çocuksu kahkahalara
Dalarım denizin en derin kuytularına.
Yavaş yavaş çıkıyorum kendimden acılara
Hüzünler geçer bir ninni gibi önümden
Bir çocuk düşer üstü başı çar çamur
Sokaktan sekerek uzaklaşır oradan
Acının kahkahası düşer yüzünün imgesine..
Bir kelebek dokunuşu gibi yüreğim şevkatli değil,
Anamın kınalı elleri gibi yumuşak
Babamın nasırlı elleri gibi kutsal.
Hüzünlü fırtınalar savruluyor yıldızlardan
Sazımın tellerine hoyratça vuran,
Ah benim kalp yalnızlığım
Geç mi kaldım yoksa, acının gülüşüne.
Israrla söylüyor dağların fısıltısı
Kahredici bir öfkeyi yüreğimdeki acıyı.
Depderin bir kör kuyuda mahsur
Rüzgar gibi geçiyor aramızdan zaman
Yılların kanatlarını kırdık .içimizde,
Acı olan;
Çocuksu kahkahalarımızdan kalan
İkindiye güvercinler uçuran sevdalarımız...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder