Yaşımı mı soruyorsun sen bana?
Hayatımı toplayıp
Çarptım, çıkardım, böldüm
Çocukluğumu çıkarıp hesaptan
Ahşap bir ev
Kırık dökük hatıralardan
Birkaç oyuncak
Lastik bir top elimde kalan.
Ve,
Bir gençlik hesapta olmayan
Büyüdüm büyüyeceğim
Akranlarıma yetişeceğim derken
Şimdi öyle uzak ki delikanlılığım benden.
Hesaplasam hayatımın çarpanlarını
Pişmanlıklarım, keşkelerim dağlar kadar
İyi ki varsınız dediklerim eksi çıkar
Ulaşacağım derken umutlarıma
Peşinden koştum tutunamadım
Kaçırdım o treni.
Öyle uzak, öyle uzak ki şimdi gençliğim
Yarım asır üstüne
Beşerli onlu yıllar ekledim,
Yaşımı mı soruyorsun sen bana?
Baksana,
Değişti aynalardaki yüzüm
Gözler yalan söylemez ki
O gizli bakışlardaki utangaçlıklardan belli
Yüzümdeki çizgiler saklamaz ki
Delilleri saçlarıma düşen aklardan belli
Yaşımı mı soruyorsun sen bana?
Ne kadar yorgun olsada yüreğim
Yirmi beş yaşında,
Bir delikanlı gibi sevdalıyım hayata
Yağmurda, karda, kışta, çamurda
Bir dere boyunda
Bir lastik topun peşinde sevinerek koşacak kadar
Hala çocuğum
Hala çocuğum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder