29 Eylül 2022 Perşembe

Eylül'ün Vedası





Tül perdeleri iner artık mevsimin 
Anılar geçer birer birer önümüzden 
Bir sarı resim çizerken gözlerim 
Öğütür bütün renkleri, Eylül giderken. 
Uzak bahar çiçekleri kururken avuçlarımda 
Ilık bir buse kondurur anlıma rüzgar, 
Yağmurda; 
Pencerelere vuran son yapraklar 
Acılı bir keman sesine karışarak 
Sarı izler bırakır gider dudaklara
Ve ....
Aysız gecelerde,
Bazen hiç bir şey söylemeden geçer gider
Eylül,
Hüzünlü bir veda ile bize...

25 Eylül 2022 Pazar

Eylül Begonvilleri
















Yine zamansız bir yağmur 
Bir güz ağrısı sol yanımda 
Yüzüm sonbahar gölgesi 
Gövdeme giydirdiğim 
Isıtmıyor bir türlü bendeki yüreğin. 

Oysa; 
Yazın bittiği yerde 
Sessizce gitmekti en iyisi 
Seni sana bırakarak tutkulardan. 

Hava usuldan usulden kararır
Akşam çöker birden
Bir rüzgar eser
Bir kapı aralanır
Kat kat duvarlar arasından
Güz bahçesine açılan
Ürkek serçeler uçuşur baş ucumdan
Aklımın yüreğimin estiği
Bu hangi bahçe hep Eylül,

Köhne bir meyhanenin
Sapa bir yerindeyim
Şu masayı hazırla be meyhaneci.

Avuçlarımın içinde
Yıldız tozu kadar kuru yaprak
Tozar geçer zamanın boşluğunda,
Dudağımda kıştan kalma bir hüzün
İmgelerin yetersiz kaldığı,
Beyaz güller, menekşeler, karanfiller
İşte bak yine hepsi geçip gittiler
Bir sevdanın adı kaldı
Gözlerin kaldı
Hatıraların kaldı
Kırık kadehlerimde kaldı yalnız
Eylül Begonvilleri
Eylül Begonvilleri...


22 Eylül 2022 Perşembe

Saçlarının Arasında Rüzgar



Saçlarının arasında esen 
Tüm renklere inat 
Bir şiir tadı kadar güzel 
Bir gün 
Bir gökkuşağı çizer uçlarına rüzgar. 

Bir ses yalpalanmakta geceden sabaha 
Hışırtısı duyulmakta rüzgarın saçlarından 
Kokusunu bırakır gibi tenine 
Bir yanardağı uyandırır gibi sanki. 

Saçlarını dalgalandıran
Hangi mevsimin rüzgarı bu
Hangi mevsimin yağmurları
Uçlarını ıslatan.

Geceler seninleydi
Değmişti önce gözlerin gözlerine
Aynalardan yansıyan
Yıldız tozları yağar gibiydi
Saç uçlarından avuçlarına.

Alaycı gülümseyişlere inat
Geleceğin tohumlarını serpiştirir
Saçlarının arasında esen rüzgar
Gül yapraklarının kokusu siner
Belki bir gün bir yerlerde saçlarının içine
Çoktan şafağa döner
İşte o zaman gece.

Biliyorum
Ötelerden bir yerlerden
Bu karanlık geceden sıyrılıp geleceksin
Sağanak yağmurlardan sırılsıklam
Yarına akacak işte o zaman,
Öyküler yazmaya koyulur
Fırtınaya dönüşür birden
Saçlarının arasında esen rüzgar.

Dudağın ateşten kavrulması gibi
Kim bilir hangi yüreği hoplatırsın
Kim bilir,
Bir gün o maviliğinde içinden
Kuşlar havalanır birden
Omuzlarına dökülen saçlarından
İşte o gün
İçimize kadar yayılır zonklamalar
Özgürlükler..
Özgürlükler...

18 Eylül 2022 Pazar

Bitmemiş Siirler





Sen ey benim büyük aşkım 
Ah benim vazgeçilmez sevdam, 
Ne çok özledim seni 
Ne çok bilir misin? 
Ne çok önce, ne çok sonra 
Günlerden bir gün 
Bir Eylül ayında geleceğim, 
Usul usul 
Ağırbaşlı adımlarla belki 
Bitmemiş şiirlerimle sana. 

En kırık vaktinde uzak imbatların 
Soğuk duvarlarını delerek yılların 
Kimi fırtınalarla geleceğim 
Kimi hoyrat güz rüzgarları altında 
İzlerini çizeceğim zaman perdesine
Mısra mısra
Bitmemiş şiirlerime yüzünün..

Sana sarı şarkılar söyleyeceğim
Bitmemiş şiirlerimden
Yankı veren uçurumlar kıyısında haykırarak,
Her şiirin götürdüğü başka yerlerden,
Ellerim dudaklarım titrese bile
Sımsıkı saracağım yüreğini yüreğime
Aşkımı, sevgimi, kalbimi
Umut çiçeklerini ekeceğim gülüşüne.

Unutma
Sil gözyaşlarını,
Bir Eylül ayında geleceğim sana
Bitmemiş şiirlerimle
Ben hep olacağım yanında
Ben hep olacağım
Son noktasını koyacağım
Güz bitmeden
Bitmemiş şiirlerime
Bitmemiş şiirlerime...

11 Eylül 2022 Pazar

Sen Gel Bence Bu Eylül'de





Sen gel bence bu Eylül'de 
Çok güzel şeyler olur belki birlikte 
Bırakırız başımızı rüzgara 
Savrulan yapraklara, 
Kimi hafifçe okşar yüzümüzü 
Kimi usulca sokulur içimize 
Aşk gibi, sevda gibi, su gibi 
Sarıp bırakırız Eylül sıcaklığına yüreğimizi 
Sıkıca sarılırız düşlere belki de. 

Sen gel bence bu Eylül'de, 
Basık bir kır kahvesinde
Ahşap yorgun bir masada
Sonra bir çay, bir kahve içeriz belki
Belki,
Konfeti gibi yaprak döker başımıza ağaçlar
Uçar başımızdan ıpıslak iki kuş
Ardından bir yağmur yağar belki
Kırık Eylül'ler üstüne.

Sen gel bence bu Eylül'de
Yürüyelim el ele birlikte
Sarımsı çakıl taşlarına benzeyen kaldırımlarda
Süpürürken rüzgar yaprakları
Çocuksu yeni bir şarkı söyleriz belki
O eski Eylül aşklarından söz eden
Bizi on sekizli yaşlarımıza götüren
Yeni bir şarkı söyleriz belki.

Hadi durma,
Çok geç olmadan
Sen gel bence bu Eylül'de
Çok güzel şeyler olur belki
Bir başka,
Bir başka şeyler siner içimize
Bir başka şeyler
Bu Eylül'de...

4 Eylül 2022 Pazar

Rüzgarlı Masa





Bir masa istiyorum,
Güz kıyılarının giriş kapılarından gelen
Kırılgan ufuklardan esen
Alçak, yerden kısacık yüksek
Yorulmuş, ahşap
Rüzgarlı bir masa istiyorum.

Bir masa istiyorum
Şiirler pişiren güz kokulu,
Dudaklarımda derin sarı izler bırakan
Hüzünlü Eylül akşamlarının
Hüzzam nağmelerine takılan
Rüzgarlı bir masa istiyorum.

En kırılgan yerinden savrulan
Kendine yabancı ağaçlardan,
Rüzgarların gölgesine ilişen

Bir masa
Ayaklarımın dibinde
Hışırtılar altında
Bir avuç yaprak istiyorum.

İnce yağmurlar düşmeden evvel
Bırakıp gitmeden şu güz yakamı
Ipıslak anlıma düşen
Bu hangi kalp yağmurları
Bu hangi güz biri anımsatsa bana
Çay gibi
Kahve gibi
Sen gibi ,
Bu hangi güz
Bu hangi rüzgarlı masa
İstediğim
Biri hatırlatsın bana...