30 Nisan 2020 Perşembe

Akşama akan
















Bütün akşamlardan farklı bu akşam
Yine sessizleşti bu şehrin sokakları
Yıldızlardan uzak güneşin yansımaları var
Gözlerime akan.



Bir akşam düşer düşlerimin arasına birden
Efkar basar yüreğimi,
Bir öykü yazıyorum
Beni alıyor sessiz limanlardan, sensizliğim
Gözlerin çekip alıyor beni geceye.

Ay gibi ışıldıyor yüzün bu akşam
Bir an gök kuşağına dokunur gibi,
Gözlerin donuk bakıyor gözlerime resimlerde
Dudaklarının aralığında
Kederli bir türkü dökülüyor
Hiç söylemediğim.

Sensizliğe alışır yüreğim sanmıştım
Alışamadım,
Duvarlar koyu bir fırtına
Yüreğimin uykusuz ırmaklarından
Akşama akan
Hayallerini silmeye çalışıyorum gözlerimden
Silemiyorum...

29 Nisan 2020 Çarşamba

...ve gün biter











Ve gün biter,
Üstüm başım toz duman
Özenle yetiştirdiğim
Şiirlerim saçılmış masama
Akşamlarıma,
Uykusuz ırmakların kıyılarına.

Ve gün biter
Bir yudum çayla avunurum
Deniz sesine hasret
Sığınırım gök bahçelerine.

Ve gün biter
Yanar lambaları sokakların
Gökyüzünün kandilleri,
Yerleşir yüreğimin koynuna
Karanlığın göğsünden kaçan
Serin bir yayla
Yıllar sonra...

Sakladım suskunluğumu


Sakladım suskunluğumu
Bir gül kurusu yaprağı gibi
Kitaplar arasına.

Sızıyor sessizce yüreğime yalnızlığım
Ayın ferinden geceye
Soğuk yatağında üşümüş gibi,
Sana içimi dökemediğimdendir bu
Anlatmak isteyip de
Anlatamadıklarımdandır bu
Suskunluğum...

23 Nisan 2020 Perşembe

Yanlış zaman çocukları


Küçücük, bir taneydiniz
Bulutlardan baktınız yeryüzüne
Harmanlanıp yağmur oldunuz
Akşamların uykusuz ırmaklarında ıslandınız
Sabırla beklediniz büyümeyi çocuklar.
Rengarenk uçurtmalara sevdalandınız
Dağların ardında çiçekler toplayarak
Gök kuşağına koştunuz heyecanla.
Şimdi;
Yanlış zaman peronlarında beklemektesiniz
Siyah bir gül diktiler kalbinizin tam ortasına
Issız gölgelerle baş başa kalarak.
İğreti gözlerin denizinde
Dağladılar umutlarınızı
Cemresi ayaz
Bir gecede buldunuz kendinizi.
Yanlış zamanda geldiniz çocuklar
Şafağı karanlık
Buzul sofralarına...

Yanardağlar gibi














Zifiri karanlığı geceden çalıp gelenler var
Güneşin gözlerini bağlayanlar var,
Zamanı geri sarmaya çalışanlar
Köşe başlarını tutmuş eşkıya ve çeteler var
Çocuklar...

Varsın olsun demek yok çocuklar
Göğsünüzden göğe yükselen
Güneşten damıtılan şu ize bakın,
Özgürlüğün renkleriyle dolu şu ebem kuşağına
Sıradan değil bu çocuklar.
Gümbür gümbür geleceksiniz
Coşkuyla,umutla, direnerek, inatla
Nefes nefes yanardağlar gibi
Hayata doğru akacaksınız
Damarlarınızda yatağına sığmayan nehirler gibi,
Selviler yükseldikçe yükselecek yüreğinizden
Gökyüzüne,
Avuç avuç ekeceksiniz tohumlarını
Yüreğinizin ta orta yerine
Özlemle hasretle beklediğiniz özgürlüğün.
Bu memleket sizin çocuklar
Gelecek sizin,
Ha patladı, ha patlayacak işte tomurcuklar...

22 Nisan 2020 Çarşamba

Kirpiklerin yağmurları


Kirpiklerinin kenarından bir bulut kaydı
Ha boşandı , ha boşanacak,
Gün batımı ışıltıları gibi
Masmavi
Sanki dağ seli
Uzanıp tutsam avuçlarımla
Saçlarını ıslatsam
Tarasam ince bir tül gibi
Okşasam
Koklasam...

20 Nisan 2020 Pazartesi

Hiç


Uyanmazdım hiç
Su istemeseydi çiçekler,
Şiirler yazmazdım hiç
Daha vakit var diye
Zamanı incitmeden...

16 Nisan 2020 Perşembe

Akıt yüreğini sevgiye

Sessizce akıt yüreğini sevgiye
Sessizce gönül kapılarını aç,
Sadece yüreğini sende bırakma
Var gücünle paylaş
Hiç olmazsa bir haykırış,
Bir slogan,
Her sabah güneş gibi sıcak
Vicdanlarda bıraktığı düşlerin izi kalsın...

15 Nisan 2020 Çarşamba

Çiğ tanesi

Güneşi beklerken şafakta
Kirpiklerinde biriken çiğ tanelerinin
Buzul sofrasında üşüdü yüreğim...
Cemal Çelik

Duvardaki resim

Unutulmuş bir resim duvarda
Sanki mevsimsiz bulutlara dokunmuş
Kuzey sanrısı vardı gözlerinde
Tuhaf bir şeyler anlatıyor gibiydi bize
Güz dökümü saçlarında biriken.
Gittikçe çölleşen
Çorak topraklara dönüşmüştü elleri
Kırılgan bir yüreğin
Kenar süsü gibiydi duvarın...
Cemal Çelik

12 Nisan 2020 Pazar

Yoktun sen


Nisan'ın on biriydi gidişin
Sığmadı yüreğim yüreğine,
Mevsimsiz bulutlara dokundum galiba
Düştü yağmurlarda dallarım
Sen yoktun.
Tuhaf bir şeyler öldü içimde
Avuçlamıyorum artık hoyrat yüreğimi
Soyundum tüm mevsimleri
Denizin mavisini,
Ağacın yeşilini
Yoktun sen.
Aşkın sesiyle başladığı, düşüyle biten
Kimsenin bilmediği bir rüyaydı bu,
Hep sen çıkıyordun karşıma
Ama yoktun sen.
Neden çıka geldi bu bahar
Neden böylesine içli yüreğim
Neden bu kadar yakıyor canımı
Bu Nisan yağmurları.
Derin bir mavilikti aradığım oysa gözlerinde
Uzaklarda dolunayın göz kırpışı.
Sabahı bekliyordum kabuslar içinde
Ilık bir rüzgar vuruyordu yanaklarıma
Gelmeni bekledim kapılar önünde
Yoktun sen...

10 Nisan 2020 Cuma

Bana sevmeyi anlat


Ey kalbime avuç açan sevgili
Bana sevmeyi anlat,
İlk göz ağrısısın kırılgan yüreğimin
Dünya sığmıyor içime inan
Kış sürgünlerinin bahar düşü gibiyim
Sen çıkıyorsun karşıma.
Mavi düşmüş gözlerinden gözlerime
Yaz takıntılarından kalan bana,
Saçlarının yosun kokusu
Bir şarkı dudaklarımda senden kalan.
Yanardağ gibi ateşler içindeyim
Laf dinlemiyor çılgın kalbim
Kendini tırmalıyor göğüs kafesimde
Bir özlemle beklemekteyim seni inan
Bana sevmeyi anlat ne olur.
Donuyorum güneşin bağrında
Hırpalıyor beni kuzey rüzgarları
Soluksuz düşüyorum gecenin avlusuna.
Bana bir çiçek ver
İçinde baharın nefesi olsun
Kalbimin bahçesinde bekliyorum seni
Hadi gel
Bana sevmeyi anlat ne olur...

8 Nisan 2020 Çarşamba

Sessiz veda

Daha sabaha çok var
Biraz seni, biraz beni anlatıyor bu hikaye,
Güz kaçkını kuşlar gibiydik gecenin ayazında
Gri bir hüzün mayaladık içimizde şimdi
Sustuk yitirdik düşlerimizi.
Salaş bir meyhane köşesinde geceyi bekliyorum
Dilimde donuk bir ezgi ile
İçim dışım köpük köpük
Bir okyanusa dalıyorum,
Çığlık çığlığa derinden gelen
Göğsüme yalpalanarak inerken martılar.
Hiç uyanmadım bu sabah
Alnımda yabancı bir gölge
Peşine düştüğüm uykularda, sen yoktun
Toz dumana karıştırıyor zihnimi.
Acı bir ağıt besteledim gecenin bir yerinde
Her notası farklı işliyor seni
Nakış nakış döküyorum telvelere
Bir senden, bir benden çoğaltan .
Susku çiçeğiydi bu sabah beni okşayan
Yüreğimdeki düş sızıntılarını ıslatan,
Yüzün düşüyor elimde sırsız bir aynaya
Öznesini arıyorum, bu sessiz vedanın...
Cemal Çelik

7 Nisan 2020 Salı

Sivilce



Her noktamda farklı bir iz, irili ufaklı
Acı vermekle kalmıyor
Uç veriyor sivilceler tenimde
Sıktıkça sıkıyorum
Can atıyor ne varsa her yerime
İllaki sen
İllaki sen...

6 Nisan 2020 Pazartesi

Kum saati

Akrebini yitiren yelkovan boşuna dönüyor
An yine aynı an
Yavaş yavaş kum saatinde
Çölleşiyor zaman...
Cemal Çelik

1 Nisan 2020 Çarşamba

Sensizliğe dokundum

Yalnızlığın küllerini topladım
Boşlukta yürümeyi öğrendim sen gidince
Sensizliğe bakmayı saatlerce.
Hayatın ipliğini sarıyorum
Diktiğim elbiseler bol geliyor üzerime,
Dağların rüzgarıyla gelen
Neden çıka geldi , sensizliğe dokunmak.
Ah içime doğduğun sen
Seni benden alamadım hiç
Ben seni sevdim,baktığımda uçsuz bucaksız
Ben bir yağmuru sevdim,seni sevdim
Dolu dolu yağan
Bazen suskun, bazen fırtınalarla oynayan.
Sensizliğin bendeki resmini boyadım
Dokundum,
Yağmur görmemiş kurak bir toprak gibiydi dudakların,
Gözlerin resimlerde yalnız bakıyordu gözlerime
Duvarlarda, koyu bir fırtınanın
Sessizliği gülümsüyordu gözlerinde.
Çiçeksiz caddelerde yürüdüm
İpi kopmuş bir özgür gibi,
Susuz kaldım, yine kıyamadım bir damla suya
Pıtrak pıtrak bir hüzün kapladı içimi,
Daha sabaha çok varken
Denizde boğdum güneşi.
Çoğalıyor gittikçe,gittikçe çekiliyor deniz
Avutamıyor artık akşam sedaları beni
Sensizliğe dokunuyorum
Anlam veremedim nedensizliklere.
Neden beni benden alıp yüreğine koymadın
Yine bir yalnızlık kuyusunda sensizim,
Belirsizlik kıyılarında gezinip duran
Dokundular anılar, hiç yaşanmamış gibi
Adını koymak istedim koyamadım
Öylece kaldım
Bunun adı nedir bilemedim...
Cemal Çelik