Sen bilir misin?
Bir yaranın gecenin koynunda sızlanışını
Bir kalbin gizli gizli nasıl da kanadığını
Bir defa öldüğün yerden
Bir daha ölmediğini
Bilir misin?
Bir bak gözlerime, şöyle bir bak
Ne çok düş beslemiştim
Ne çok fırtınalar kopmuştu,
Durmayan, durdurulamayan
Ne çok dağı unufak etmişti içimdeki hasret
Bir yaranın gecenin koynunda sızlanışını
Bir kalbin gizli gizli nasıl da kanadığını
Bir defa öldüğün yerden
Bir daha ölmediğini
Bilir misin?
Bir bak gözlerime, şöyle bir bak
Ne çok düş beslemiştim
Ne çok fırtınalar kopmuştu,
Durmayan, durdurulamayan
Ne çok dağı unufak etmişti içimdeki hasret
Kimi zaman hiç ertelenmemiş gecelerde
Bitmesin isterdim bu sarhoşluk
Lale devri çocukları gibi
Sürsün isterdim hep sabahlara kadar.
İşte hepsi bu,
Günler soluk şimdi
Aralık ayının son günleri
İçim kırık dökük güz üşümeleri
Ne çok kır düştü saçlarıma,
Kendi kendime yoruldum
Söküp atamıyorum içimden acabaları
Paslı bıçaklarla ne çok örseledim yüreğimi.
Dışarıda çiseleyen bir yağmur
Bir sıcak karanfil kokusu, çayla
Dilimde yıllanmış bir şarkı
Damla damla
Her gün içime çekerim,
Her gün kendi kendime şunu söylüyorum
Her gün kendi kendime
Güz üşümeleri
Güz üşümeleri...
Bitmesin isterdim bu sarhoşluk
Lale devri çocukları gibi
Sürsün isterdim hep sabahlara kadar.
İşte hepsi bu,
Günler soluk şimdi
Aralık ayının son günleri
İçim kırık dökük güz üşümeleri
Ne çok kır düştü saçlarıma,
Kendi kendime yoruldum
Söküp atamıyorum içimden acabaları
Paslı bıçaklarla ne çok örseledim yüreğimi.
Dışarıda çiseleyen bir yağmur
Bir sıcak karanfil kokusu, çayla
Dilimde yıllanmış bir şarkı
Damla damla
Her gün içime çekerim,
Her gün kendi kendime şunu söylüyorum
Her gün kendi kendime
Güz üşümeleri
Güz üşümeleri...